Baçem İzmir kekiği uçucu yağı, İzmir kekiği yapraklarından su buharı distilasyonu ile damıtılarak elde ediliyor. Tıpkı soğuk sıkım Zeytinyağı gibi, işlem sırasında bitkinin hiçbir yararlı özelliği kaybolmuyor.
İzmir kekiği uçucu yağını evinize, yatak odanıza, rahatlatıcı bir koku vermek için kullanabilirsiniz.
Odanıza rahatlatıcı bir koku vermek için bir buhurdanlık içine (bizden de satın alabilirsiniz) biraz su ekleyip içine 4-5 damla damlatmanız ve altta bir tealight mum yakmanız yeterli.
Ürünümüz Balıkesir Belediyesi tarafından özel olarak üretilmiştir. Dermatolojik olarak test edilmiş, en kaliteli ıtır yaprakları kullanılarak üretilmiştir. Paraben, sülfat, SLES, SLS, sentetik koku, sentetik boya ve koruyucu içermez.
Vegan kullanıma uygun ıtır uçucu yağı, doğa dostudur. Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir.
İÇİNDEKİLER
10 ml. Origanum onites Yağı
UYARILAR
Haricen kullanılır. Topikal uygulamalarda seyreltilerek kullanılmalıdır. Göz ile temasından kaçınınız, temas halinde bol su ile yıkayınız. Oda sıcaklığında, direkt güneş ışığından uzakta, ağzı sıkıca kapalı olarak saklayınız. Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz.
İADE ŞARTLARI
Hijyenik bir ürün olduğundan ambalajı açılan ürünlerin iadesi mümkün değildir. Ambalajı açılmamış ürünler 15 gün içerisinde iade edilebilir.
KARGO
Ürünün kargosu bedavadır.
İzmir kekiği, Origanum Onites, Girit kekik, Yunan kekik, pot mercanköşk Sicilya, Yunanistan ve Türkiye'de bulunan Origanum cinsindeki bir bitki türüdür. Kekik ile benzer tatlara sahiptir. Esansiyel yağı, Yunan kekik gibi diğer türlerden ayırt edilebilir. Antimikrobiyal aktiviteleri vardır.
Kekik antiseptik ve antibiyotik özellikleri sayesinde, öksürük ve bronşit gibi solunum ve soğuk algınlığı ve boğaz ağrısı gibi solunum yolları için etkili bir tedavidir. Kekiğin bronşit tedavisinde çok etkili olduğu kanıtlanmıştır. Kekik, K vitamini, demir, kalsiyum ve manganez kaynağıdır.
Türkiye’de Origanum cinsine dahil 15 tanesi endemik olmak üzere 23 tür kekik doğal olarak yetişiyor. Bu türlerden birisi Origanum onites. Kaynaklarda mercanköşk veya merzengüş olarak geçiyor ama halk arasında kekik olarak adlandırılıyor.
Bilyeli kekik, taş kekiği, güve kekiği, peynir kekiği gibi isimlerle de anılıyor. Avrupa’da ise "Turkish Oregano" adı ile biliniyor.
İzmir kekiği, Yunan adalarında ve ülkemizde Balıkesir’den Mersin’e kadar Ege ve Akdeniz kıyı şeridindeki illerimizde yetişiyor. Bitki deniz seviyesinden 1400 metre yükseklikte yaşayabiliyor.
Saçak köklü, çok fazla gövde oluşturan, çalımsı ve çok yıllık bir bitkidir. Yetişme şartlarına göre bitki boyu 30-65 cm arasında değişir. Yaprakları kalp veya oval şekilli. Tüm bitki ve yapraklar yoğun tüylü. Çiçek durumları küçük bir bilyeyi andırdığından bilyeli kekik denilmiştir. Çiçekleri oldukça küçük ve beyaz renkli. Tohumları çok küçük yuvarlak ve kahve renkli.
İzmir kekiği %2-6 oranında uçucu yağ ihtiva ediyor. Uçucu yağda ana bileşen (%50-85) karvakrol. Ayrıca uçucu yağın ana bileşeni timol ve az da olsa linanol olan tipleri de var.
İzmir kekiği, önemli bir tıbbi bitkidir. Mikrop öldürücü özelliğinden dolayı özellikle solunum sistemi rahatsızlıklarında, iştah açıcı ağrı giderici özelliklerinden dolayı sindirim sistemi rahatsızlıklarında kullanılıyor.
Uçucu yağı ile yapılan çalışmalarda analjezik etkisi tespit edildi. Yüksek miktarda fenol içermesi nedeni ile antibakteriyal, antispazmodik ve antiseptik etkileri biliniyor. İzmir kekiği tıbbi olarak Avrupa farmakopesinde yer almaktadır.
Uçucu yağlar (eterikyağlar), tarihte bitkilerin "esansiyel" kısımları olarak kabul görmüştür. "Yaşam gücü, enerjisi ve ruhu" anlamında kısaca "esans" olarak da adlandırılmıştır.
Koku (esans) kültürünün bilinen tarihi 5.000 yıl önce başlamıştır. En eski distilasyon cihazı ise M.Ö. 3000 yılından günümüze gelmiştir.
Tarih boyuncu uçucu yağlar, krallar, din adamları ve soylular tarafından kullanıldı. Bilinen en eski uçucu yağlar, Mür (Balsammodendron africanum) balzamları ve Hindistan Günlük ağacı (Boswellia sacra) yağlarıdır.
Uçucu yağlar, Romalılar döneminde önemli kullanım alanına sahipti. Bu dönemde en fazla gül yağı kullanılıyordu. Romalılar uçucu yağları Doğu ülkelerinden temin ediyordu.
8'inci yüzyılda uçucu yağ taşıyan bitkilerin yetiştirilmeleri konusunda Avrupa'da (bugünkü Almanya) özel bir kanun çıkarıldı. Manastır bahçelerinde rezene, iris, fesleğen gibi aromatik bitkiler yetiştirildi.
Kuzey Afrika seferlerini düzenleyen Napolyon, ordusunu bulaşıcı hastalıklardan korumak için askerlerinin fesleğen (Ocimum basilicum) uçucu yağı bulundurmasını zorunlu kıldı.
Aromaterapinin ilk temelleri kimyacı Gattfosse, 19'uncu yüzyılda attı. Birinci Dünya Savaşı zamanında öğrencisi Dr. Valnet, ilk modern aromaterapi kitabını yayınladı.
Uçucu yağlar, bitkilerde salgı tüylerinde ve salgı ceplerinde çok küçük damlacıklar halinde birikir. Bitkilerin aşağıdaki organlarında bulunur.
Kabuk (Ör: Narenciye (Citrus) meyveleri)
Yaprak (Ör: Defne, Itır)
Rizom (Ör: Zencefil (Zingiber), İris))
Çiçek (Ör: Gül, Yasemin)
Meyve (Ör: Rezene, Havuç, Anason)
Reçine (Ör: Çam, Styrax (Sığıla veya Günlük))
Odun (Ör: Sedir (Cedrus))
Uçucu yağlar, havada zerrecikler halinde yayılır. Bunun için özel olarak tasarlanan buhurdanlıklarla kullanılması gerekir.
Seramikten yapılmış buhurdanlıkların tabağına bir miktar su konulur ve içerisine 5-10 damla uçucu yağ ilave edilir. Alttan mum alevi verilir ve yağ zerrecikleri ortama yayılır. Suya eklenmesi gereken damla sayısı, oda büyüklüğüne ve uçucu yağın koku yayma gücüne bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Uçucu yağlar, canlandırıcı, rahatlatıcı, konsantrasyon artırıcı, neşelendirici özelliklere sahip. Kullanılan yağa göre oda havasını temizlemek, dezenfekte etmek, haşereleri uzaklaştırmak için kullanılabilir.